“Tecziyesi maşeri vicdana muvafık” demek, bir cezanın toplumun ortak vicdanına uygun olması demektir.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Ekrem İmamoğlu davasının hızla karara bağlanması çağrısı yaparak şunları söyledi.
“Tanık ifadeleri, sarih ve sahici delillerle birlikte diğer sair bilgi, belge ve bulguların dava dosyasına eksiksiz ilavesinin yapılması suretiyle kovuşturma etapları tamamlanmalı, şayet zanlı Ekrem İmamoğlu suçsuzsa beraatı, değilse tecziyesi maşeri vicdana muvafık halde mutlaka ve olabilecek en kısa sürede temin edilmelidir.
Bahçeli’nin bu sözlerinden sonra tecziyesi maşeri vicdana muvafık kelimesinin anlamını vatandaşlar tarafından merak edilip araştırılmaya başlandı.
Yani, ceza hem yasal olarak doğru hem de toplumun ahlaki değerleriyle uyumlu olmalıdır. Bu ifade, adaletin sadece kanunlara değil, aynı zamanda toplumun genel ahlak anlayışına da hitap etmesi gerektiğini vurgular. Özellikle hukuki veya etik tartışmalarda, cezanın halk tarafından adil bulunması önem taşır.
“Tecziyesi maşerî vicdana muvafık” ifadesi, Osmanlıca ve eski Türkçe kelimelerle kurulmuş edebi bir ifadedir.
Parça parça açıklayalım:
Tecziye: Cezalandırma, ceza verme anlamına gelir.
Maşerî vicdan: Toplumun ortak vicdanı, yani genel kamuoyunun adalet ve doğru-yanlış duygusu.
Muvafık: Uygun, denk, örtüşen.
Dolayısıyla, “tecziyesi maşerî vicdana muvafık” demek: “Verilen ceza, toplumun ortak vicdanına uygundur.”Yani halkın adalet anlayışına göre bu ceza yerindedir, hak edilmiştir anlamına gelir.