Cuma namazının hicretten önce farz kılındığına dair rivayetler bulunmakla birlikte, Hz. Peygamber ilk Cuma namazını hicret esnasında Medine yakınındaki Rânûna denilen bir vadide kıldırmıştır. Cuma namazı, akıllı, buluğ çağına erişmiş, sağlıklı, hür ve mukim Müslüman erkeklere farz kılınmıştır.
Cuma namazı nasıl kılınır?
İlk önce cuma namazının dört rekât olan ilk sünneti kılınır.
İlk sünnete şöyle niyet edilir:
“Niyet ettim Allah rızası için bugünkü cuma namazının ilk sünnetini kılmaya.”
Cumanın ilk sünnetinin kılınışı, aynen öğle namazının dört rekât sünneti gibidir.
Niyet edilir, erkekler ellerini kulak hizasına, kadınlar göğüs hizasına kaldırır ve “Allahuekber” diyerek tekbir alır ve yine eller erkeklerde göbek, kadınlarda göğüs hizasına sağ el sol elin üstüne gelecek şekilde bağlanır.
Sırasıyla;
Birinci rekat:
Niyet
Sübhaneke duası
Euzü Besmele
Fatiha Suresi
Zammı sure veya onun yerine geçecek miktarda ayet/ayetler okunur
“Allahuekber” diyerek eller diz kapaklarının üzerine gelecek şekilde rükuya gidilir, rükuda 3 defa “Sübhane Rabbiyel Azim” denilir.
“Semiallahu Limen Hamideh” denilerek rükudan kalkılır ve “Rabbena Lekel Hamd” denilir.
Tekrar “Allahuekber” denilerek secdeye gidilir. Secdede alın ve burnun yere değmesine dikkat edilir. Secdede 3 defa “Sübhane Rabbiyel Âlâ” denilir. Birinci secdeden “Allahuekber” denilerek oturulur ve ardından “Allahuekber” denilerek tekrar secdeye gidilir ve “Allahuekber” denilerek ikinci rekata kalkılır.
İkinci rekat:
Besmele
Fatiha Suresi
Zammı sure veya onun yerine geçecek miktarda ayet/ayetler okunur
Rüku ve secde yapılır. Ayağa kalkılmaz “Tahiyyat”a oturulur. Burada “Ettehiyyatü” duası okunur. “Allahuekber” denilip üçüncü rekata kalkılır.
Üçüncü rekat:
Besmele
Fatiha Suresi
Zammı sure veya onun yerine geçecek miktarda ayet/ayetler okunur
rüku ve secde yapılır, dördüncü rekata kalkılır.
Dördüncü rekat:
Besmele
Fatiha Suresi
Zammı sure veya onun yerine geçecek miktarda ayet/ayetler okunur
Rüku ve secde yapılır. Ayağa kalkılmaz “Tahiyyat”a oturulur. Burada “Ettehiyyatü, Salli, Barik ve Rabbena” duaları okunur ve “Esslamü aleyküm ve rahmetullah” denilerek baş, önce sağa (omuza bakılarak) sonra sol tarafa çevrilerek selam verilir ve cuma namazının sünneti tamamlanır.
Sünnet kılındıktan sonra imam-hatip minbere (hutbe okunan yere) çıkar ve oturur. Bundan sonra camiin içinde bir ezan (iç ezan) daha okunur.
Hutbe bitince ikamet getirilir ve cumanın iki rekât farzı cemaatle kılınır.
Cuma namazının farzına nasıl niyet edilir?
İmamın arkasındaki cemaat şöyle niyet eder:
“Niyet ettim Allah rızası için bugünkü cuma namazının farzını kılmaya, uydum imama.”
Cuma namazının farzı nasıl kılınır?
Birinci rekat:
İmam ve cemaat;
Niyet eder,
Sessizce herkes Sübhaneke duasını okur.
İmam içinden “Euzü Besmele” çeker
Açıktan Fatiha Suresi ve zammı sure okur. Bu esnada imama uyan cemaat dinler.
İmam sesli olarak “Allahuekber” der ve hep birlikte eller diz kapaklarının üzerine gelecek şekilde rükuya gidilir, rükuda imam ve cemaat sessizce 3 defa “Sübhane Rabbiyel Azim” der.
İmam açıktan “Semiallahu Limen Hamideh” der rükudan kalkılır ve imam ve cemaat sessizce “Rabbena Lekel Hamd” derler.
İmam tekrar sesli bir şekilde “Allahuekber” der ve hep birlikte secdeye gidilir. Secdede alın ve burnun yere değmesine dikkat edilir.
Secdede 3 defa yine herkes sessizce “Sübhane Rabbiyel Âlâ” der. Birinci secdeden “Allahuekber” denilerek kalkılır ve oturulur, ardından “Allahuekber” denilerek tekrar secdeye gidilir.
Secde bir önceki gibi yapılır ve “Allahuekber” denilerek ikinci rekata kalkılır.
İkinci rekat:
İmam sessizce besmele çeker,
Açıktan Fatiha Suresi ve zammı sure veya onun yerine geçecek miktarda ayet/ayetler okur.
Rüku ve secde yapılır. Ayağa kalkılmaz “Tahiyyat”a oturulur. Burada herkes sessizce “Ettehiyyatü, Salli-Barik ve Rabbena” dualarını okur. İmam açıktan, cemaat sessizce “Esselamü aleyküm ve rahmetullah” diyerek baş önce sağa (omuza bakılarak) sonra sol tarafa çevrilir ve selam verilir, cuma namazının farzı tamamlanır.
Cuma namazının son sünneti nasıl kılınır?
Cuma namazının son sünneti, dört rekat ilk sünnetin kılınması gibi kılınır.
Zuhr-i Âhir (Son Öğle) Namazı
Bir yerleşim yerinde birden fazla camide cuma namazı kılınıp kılınamayacağı konusunda İslam âlimleri arasında farklı görüşler vardır. Hanefi mezhebinde kabul edilen görüş, bir yerleşim yerinde birden fazla camide kılınan cumanın sahih olmasıdır. Ancak İmam Ebû Yûsuf’a göre cuma namazı bir yerde sadece bir camide, şehrin büyük olması veya ortasından nehir geçmesi hâlinde ancak iki camide kılınabilir. Şafiiler ise “ihtiyaç yoksa sadece bir camide kılınabilir” diyor.
Bu imamlara göre, bir yerde birden fazla cuma namazı kılındığı takdirde namaza ilk önce başlayanların namazı sahih olur, sonraya kalanların namazı sahih olmaz. Hepsinin beraber kılması ve hangisinin ilk önce kıldığının şüpheli olması hâlinde ise hiçbirinin namazı sahih olmaz. Bu durumda cumanın şartlarından biri kaçırılmış ve cuma namazının caiz olması şüpheli hâle gelmiştir. Bu görüşte olanlar, cumanın sahih olmaması ihtimaline karşı ihtiyaten vaktin farzını kılmak maksadıyla “Zuhr-i Âhir” adıyla dört rekât namaz kılınmasını gerekli görmüşlerdir.
Birden fazla camide kılınan cuma namazlarının sahih olduğu ve bu sebeple Zuhr-i Âhir kılmaya gerek olmadığı görüşünde olanlar: “Cuma’dan sonra ‘Zuhr-i Âhir’ kılmak ihtiyat değildir. Asıl ihtiyat, iki delilden en kuvvetlisi hangisi ise onunla amel etmektir. Bu meselede en kuvvetli delil, birden fazla camide cuma namazı kılmanın caiz olmasıdır” demişlerdir. Bu durumda cuma namazı caiz olup, öğle namazının yerine geçtiğine göre, o gün ayrıca öğle namazını kılmaya gerek yoktur. Bu iki görüşten herhangi biri ile amel etmek caizdir.
Bu sebeple, cuma namazını kılan bir kimse, cumadan sonra “Zuhr-i Âhir” niyetiyle dört rekât daha namaz kılmak mecburiyetinde değildir. Çünkü cuma namazı öğle namazının yerine geçtiğinden o gün ayrıca öğle namazı kılınmaz.
Bununla beraber “Zuhr-i Âhir” kılmaya bir engel de yoktur. Dileyen dört rekât “Zuhr-i Âhir” ile iki rekât da vakit sünneti kılar. Zuhr-i Âhir namazına, “Niyet ettim Allah rızası için vaktine yetişip henüz kılamadığım son öğle namazını kılmaya” diye niyet edilir. Bu son öğle namazı, öğlenin dört rekât farzı gibi kılınmakla beraber, sünnetlerde olduğu gibi dört rekâtın hepsinde Fâtiha’dan sonra sure okunması daha iyi olur. İki rekâtlı vakit sünnetine de şöyle niyet edilir: “Niyet ettim Allah rızası için vaktin sünnetini kılmaya.” Bu namaz da sabah namazının sünneti gibi kılınır.
15 Kasım Cuma Hutbesi
Allah’ın emrine icabet edip mübarek Cuma gününde camilerimizde omuz omuza saf tutan aziz kardeşlerim! Cumamız mübarek olsun. Allah’ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerimize olsun.
Muhterem Müslümanlar!
Bugün Cuma. Güneşin üzerine doğduğu en hayırlı gün. Bugün, Rabbimizin huzuruna durduğumuz, hep birlikte Allah’a el açıp yalvardığımız, günahlarımıza af ve mağfiret dilediğimiz mübarek bir gündür. Bugün, birlik ve beraberliğimizi pekiştirdiğimiz; acı ve hüzünlerimizi, sevinç ve mutluluklarımızı paylaştığımız haftalık bayram günümüzdür. Gönlümüzü dünyevî kaygılardan arındırıp huzur ve sükûnete erdirdiğimiz diriliş günümüzdür.
Aziz Müminler!
Cuma günü Müslümanların yerine getirmesi gereken sorumluluklar vardır. Bunlardan birisi de, Cuma namazını eda etmektir. Cuma namazı, Yüce Rabbimizin Kur’an-ı Kerim’de kendisine özel bir yer ayırdığı müstesna bir ibadettir. Cuma günü; vaaz, hutbe ve namazıyla bizleri hata ve günahlardan arındırır, iyiye ve hayra yönlendirir; ilim, irfan ve hikmetle donatır, toplumsal hayatımızı ayakta tutan değerlerle buluşturur. Bu kutlu vakitten istifade etmek isteyen her bir mümin, dünyevî meşgalelerini bırakıp Cenâb-ı Hakk’ın davetine icabet etmelidir. Abdestini güzelce almalı, temiz ve namaz kılmaya uygun kıyafetlerini giymeli, üzerine güzel kokular sürerek erkenden camiye gelmelidir. Camiye vardığında ise Allah’ın misafiri olarak cami âdâbına riayet etmeli; okunan ayetleri, verilen vaazları ve yapılan nasihatleri huşû içinde dinlemelidir.
Kıymetli Müslümanlar!
Cuma günü Müslümanların yerine getirmesi gereken diğer bir sorumluluk ise Cuma hutbesini dinlemektir. Hutbe, ümmet-i Muhammed’e nebevî bir sesleniştir, Yüce Rabbimizin emir ve yasaklarını hatırlatmadır. İnsanlığı Allah’ın yoluna, İslam’ın aydınlığına ve Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in güzel ahlakına davettir. Hutbe, Cuma namazının şartıdır. Hutbe okunmadan Cuma namazı olmaz. Hutbeyi namazdaymış gibi dinlemek gerekir. Dolayısıyla hutbe esnasında konuşulmaz. Selam alınıp verilmez. Cep telefonuyla meşgul olunmaz. Nitekim Allah Resûlü (s.a.s), Cuma namazında imam hutbe okurken konuşan birisine ‘sus!’ bile demeyecek kadar hassasiyetle hutbeyi dinlemeyi bizlere tavsiye etmektedir.
Değerli Müminler!
Hutbeme başlarken okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağrıldığınızda Allah’ı zikretmeye koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır.” Öyleyse dinen meşru bir gerekçe olmadıkça Allah’a teslimiyetimizin göstergesi, birlik ve beraberliğimizin nişanesi olan Cuma namazını asla ihmal etmeyelim. Güzel söz ve tatlı dille çocuklarımızı, gençlerimizi namaza ve camiye alıştıralım. Onlara sevgi ve şefkatle muamele edelim. İş, çalışma, ders ve sınav saatlerini Cuma namazına göre planlayalım. Unutmayalım ki, Cuma namazı Allah’ın farz kıldığı bir ibadettir. Hangi gerekçeyle olursa olsun inananları bu müstesna ibadetten mahrum bırakmak, inançlarının gereğiyle işleri arasında tercihe zorlamak, büyük bir günah, ağır bir vebaldir.
Hutbemi Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu uyarısıyla bitiriyorum: “Kim, önemsemediğinden dolayı Cuma namazını üç defa terk ederse kalbi mühürlenir.”